Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Fotoğraflar

Fotoğraflar

18 Aralık 2015 Cuma

Kadıköy 'ün Kiliseleri - 2

Kadıköy Agia Triada Rum Ortodoks Kilisesi

Bu kilise herkes tarafından Bahariye caddesinde denilmesine rağmen ana giriş kapısı Nispetiye (Hacı Şükrü) sokaktadır.

Kilisenin adı  ( Agia Triada ); Baba , Oğul ve Kutsal Ruh 'a ithaf edildiği için “ Kutsal Üçlü ” dür.

                    

1902’de Patrik III.Yovakim ve  ( kilise bahçesinde mezarı olan ) Kadıköy Metropoliti Yermenos zamanında yapılmıştır.

Kapalı Yunan haçı planlıdır. Orta mekanın üzerinde, dört sütun üzerine oturan yüksek kasnaklı bir kubbe vardır. Kubbenin altında 12 havariyi temsilen 12 adet pencere bulunur. Kubbeyi dört yandan dört yarım kubbe destekler. Kilisenin köşelerinde yuvarlak kemerli çan kuleleri yer alır.


O dönemde Osmanlı ‘nın “ azınlık ibadethanelerine kubbe yapma yasağı “ kaldırılmış olduğu için çok güzel ve büyük bir kubbeye sahiptir. 
Kilisenin mermer ambonu üzerinde dört İncil yazarı tasvir edilmiştir. 
Mimarisi ise neo Bizans / neo Rönesans tasarımına sahiptir.                                      

Kilisenin girişinde, 3-4.yy Bizans döneminde yaşamış , günahkar bir kadın iken vaftiz olup Hıristiyan olarak günahlarının bağışlanması için manastıra kapanan Ayia Ekaterini’ye (ismi  ‘taçlandırılmış taç’ anlamına gelir ) atfedilen bir ayazma bulunur.


                             

Ayia Ekaterini ‘nin bir de efsanesi vardır . Çeşitli kaynaklarda anlatılara göre efsane şu şekildedir ;

MS. 294’de İskenderiye’de, putlara tapan aristokrat bir ailenin bir kızı olur. Büyüdükçe güzelliğiyle gözleri kamaştıran kıza Dorotea, adı verilir. Dorotea dönemin okullarında felsefe, hitabet, şiir yazma, müzik, fizik, matematik, astronomi ve tıp dersleri okur. Asaleti, fazilet sahibi olması ve güzelliği üzerine bir de kültürünü ekleyince herkes tarafından istenen bir gelin adayı haline gelir.
Kimselerde gözü olmayan Dorotea’nin , hayatı bir rahibin ona İsa Peygamber’i anlatmasına kadar sıradan bir şekilde sürer. Daha sonra İsa’ya inanan Dorotea, Ekaterini adını alır.

Kral Maksimianus Dönemi’nde Ekaterini, İsa Peygamber’e olan bağlılığını açıklar ve kralı putlara adadığı kurbanlar nedeniyle halka şikayet eder. Kral, Ekaterini’nin davasından vazgeçirmek için 50 hatibi görevlendirir. Fakat Ekaterini kralın kendisine gönderdiği hatipleri de Hristiyan olmaya da ikna eder. Bunun üzerine kral, emrine karşı gelen Ekaterini ’nin başını kestirir. Ekariti ’nin vücudu, melekler tarafından Sina Yarımadası’nın en yüksek dağının tepesine götürülür.

Bu olaydan 3 asır sonra, Kral Jüstinyen’in Sina Yarımadası’nın en yüksek dağının tepesine yaptırdığı manastırın rahipleri, rüyalarında Aya Ekaterini ’nin naaşının yerini görürler. Naaş bulunduğu yerden alınarak, bugün Ekaterini Ayazması olarak tanınan yapıda, mermer bir lahite yerleştirilir. O günden sonra, lahitten kutsal parfüm yayıldığına ve bunun günümüze kadar gelen bir mucize olduğuna inanılır.









Bahariyedeki bu kilise , benzer iki kiliseden biridir ( ikiz kilise de derler ) . 
Diğeri ise İstanbul Taksim ‘de  Sıraselviler cad. ile İstiklal caddesi nin kesiştiği yerdedir. Ana giriş kapısı İstiklal tarafından girildiğinde meşelik sokaktadır. 

                     

                     

                     



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder