Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Fotoğraflar

Fotoğraflar

11 Ocak 2016 Pazartesi

ÜSKÜDAR 'DAN KIZILTOPRAK 'A 700 YILLIK TARİH.....( KARACAAHMET MEZARLIĞI )



Karacaahmet Mezarlığı :



Eski Gasilhane Meydanı

Karacaahmet türbesinin de içinde bulunduğu bu mezarlık Türkiye ‘nin en büyük ve de en eski , dünyanın sayılı büyük mezarlıklarındandır. Mezarlık yaklaşık 700 yıllık bir tarihi olan çok eski bir Yeniçeri ve Bektaşi mezarlığıdır.

Uzun yıllar Üsküdar Mezarlığı olarak anılan mezarlık daha sonraları adının son şeklini , İstanbul'a Hacı Bektaş-ı Veli tarafından İslam dinini yaymak üzere gönderilen Karaca Ahmet Sultan 'dan alır. ( bknz. Karacaahmet Sultan ve Türbesi hakkındaki blog yazım .)




Rivayetlere göre de ; ilk olarak İstanbul şehrinin Araplar tarafından muhasarası sırasında şehit olan askerler Karacaahmet Mezarlığının bulunduğu bu alana defnedilmişlerdir. Mezarlıkta hiçbir zaman Roma veya Bizans lâhidine rastlanmamıştır.

Sonraları , Orhan Gazi 'nin , Bizans yönetimindeki Üsküdar 'a yakın pek çok kale gibi Samandıra kalesini de fethetmesi sonrası bu bölgelere yerleşmeye başlayan Türk / Müslüman halkın kullanmaya devam ettiği bir mezarlıktır.








Karacaahmet Mezarlığından , ünlü Azeri gezgin ve bilim adamı Hacı Zeynel Abidin Şirvani 'nin seyahatnamelerinde ( 1826-27 ) , 
 " Üsküdar 'da uzunluğu bir fersah , eni yarım fersah olan bir mezarlık vardır ( 1 fersah : yaklaşık 5.5 - 6.5 km. dir ) . Oradaki her bir mezarın yanı başında bir servi ağacı dikilidir " şeklinde bahsedilir.


III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde ( 1789 - 1839 ) İstanbul 'a gelen batılı seyyahlar da tasvir , seyahatname ve gravürlerinde Üsküdar 'daki bu mezarlıktan söz ederler. Bunlardan bazıları Amerikalı misyoner Brewer , Fransız seyyah-bilim adamı - gazeteci Jean-Baptiste Lechevalier , seyyahlar Bergren ,Oliver , Wilkinson....vb.

Bergren 'in Karacaahmet Mezarlığı fotoğrafı


1850-55 yılları arasındaki seyyahlardan Üsküdar ve çevresi hakkında en ayrıntılı bilgi veren seyyah Olivier’dir.
Olivier, Üsküdar mezarlıklarının geniş, gösterişli mezarlıklar olduğunu yüksek ve sık ağaçlık bakımından imparatorluğun en iyisi olduğunu belirtmektedir. 

Olivier, İstanbul’un müslüman sakinlerinin bir övünme veya gururlanma kaynağı olarak Asya 'da gömülmeyi tercih etmekte olduklarını, burayı kutsal toprak ve gerçek müminlerin toprağı olarak gördüklerini, onların, imparatorluğun Avrupa topraklarının bir gün hıristiyan güçlerin eline geçeceğini ve müslümanların başkentten çıkarılacağına inandıklarını belirtmektedir. Mezarlığın kasabanın yukarısında , doğu ve güneye uzanarak denize ve Kadıköy’ün dış mahallerine kadar gittiğini belirtmektedir.


Karacaahmet Mezarlığının Kurbağalı Dere köprüsüne kadar uzantısı

Seyahatinde sadece Üsküdar Mezarlığı hakkında bilgi veren Wilkinson 'da, bu mezarlığın birkaç mil genişliğinde olduğunu ve başkente yakın olması sebebiyle, ölülerin canlılardan daha fazla yer kapladığını belirtmektedir.

Osmanlı 'nın Anadolu 'ya ve daha doğuya yaptığı seferlerde ilk toplanma yerinin bitişiğinde bulunması , hac yolu çıkışı olması , Surre alaylarının yolu olması mezarlığın yeniçeri ve bektaşi meftalarının , müslüman halkın gömüldüğü bir yer haline gelerek giderek büyümüştür.

Pertusier’in tasviri ile " Osmanlı padişahlarının her yıl hac mevsiminde Haremeyn-i şerîfeyn ahâlisine, zâhidlere, mukaddes yerlerin ve hac yollarının emniyetini sağlayan Mekke şeriflerine ve Hicaz bölgesinde yaşayanlara gönderdikleri para ve değerli eşyalara surre ; bunları götüren topluluğa da surre alayı denirdi. Alayın İstanbul’dan Hicaz bölgesine doğru seyahatinde Üsküdar , İstanbul’dan asıl çıkış noktası ve toplanma yeri idi. Zira Üsküdar’a gelen alay burada tekrar tertip edilir ve buradan hareket ederdi."


1852''de yazdığı ve bir seyahatname klasiği olan "Constantinople" kitabında, Fransız şair ve yazar Theophile Gautier (1811-1872), Karacaahmet''i, "Şark''ın en büyük ve kalabalık mezarlığı" olarak belirtir ve nasıl etkilendiğini anlatır..


Theophile Gautier (ö. 1872) “Doğu dünyasının en büyük ve görkemli mezarlığı” diyor. Yerli ve yabancı pek çok yazar, ressam ve araştırmacı Karacaahmet’e ilgi duymuş; buradaki mezar kitabeleri üzerinde biyografi çalışmaları yapanlar da olmuştur.




Jean Baptiste Eugêne Napoleon Flandin 'in (1853) Scutari, Constantinople kitabında yer alan Üsküdar Karacaahmet Mezarlığında 1741 yılında Saadettin efendinin yaptırmış olduğu sebilin (çeşmenin) önünde dinlenen ve dua eden kadınları gösterir gravürü. 


Aynı Gravürün renklendirilmiş hali



Fisher, Son & Co. tarafından bastırılmış bir Karacaahmet gravürü ; İngiliz rahip Robert Walsh’un metnini yazdığı “Constantinople and the Scenery of the Seven Churches of Asia Minor” (İstanbul ve Anadolu’da Yedi Kilise) adlı kitaptan (1838) alınmıştır. 



Yaklaşık 750 dönümlük bir araziyi kaplayan Karacaahmet Mezarlığının yedi kapısı mevcuttur . Bunlar :

1-Seyyid Ahmed (İraniler) Kapısı

2-Namazgâh Kapısı

3-Harmanlık Kapısı

4-Şehitler Kapısı

5-Körkapı

6-Yanık Ömer Kapısı

7-Fıstıklı Kapısıdır.




Karacaahmet mezarlığının neden İstanbul Osmanlının eline geçtikten sonra da ( yeniçeri ve bektaşilerin defnedilmesinden başka ) rağbet gören avrupa yakasında vefat eden meftaların dahi kayıklarla defin edildiği bir mezarlık olduğunu ise, Prof. Dr. Osman ÖZSOY 'un bir yazısından alıntı ile anlatmak doğru olacaktır ;
"Osmanlı zamanında İstanbul'dan yada Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa kıtasındaki toprakları üzerinde yaşayıp da hacca gitmek isteyen kişiler, önce Üsküdar'a geçip burada toplanır, sonra toplu halde yola çıkarlardı. Haccın başlangıç yeri sayıldığı için, Osmanlılar döneminde Üsküdar,  Kâbe toprağı sayılırdı. Üsküdar 'ın Harem semtine, bu ismin verilmesi de bundandır. Kâbe'den Üsküdar sahiline kadar Harem-i Şerif 'in karadan bir uzantısı sayıldığı için Harem-i Şerif 'e atfen bu isim verildi.O zamanlar hacca gidenler, Üsküdar'a geçtikleri andan itibaren sanki Kâbe'deymiş gibi kemâl-i edeple davranmaya özen gösterirlerdi."
Şimdi geldik yazının en hassas noktasına ;
"İstanbul’un karadan Kâbe ile temasını sağladığı için Üsküdar’in sahil şeridine Mekke’deki Harem-i Şerif'e atfen Harem diyen ecdadımız, öldükten sonra da Kâbe toprağı saydığı bu semte gömülmek isterlermiş. Aslında, hacca giden yakınlarımızdan da bileceğimiz gibi, insanımızın, Mekke’de ölmek gibi bir arzusu da vardır. Bu nedenle halkımız, son nefesini oradan verenleri şanslı sayar. Hatta orada ölenlerin cenazelerini getirmek gibi bir gelenek yoktur.
İşte Osmanlılar döneminde İstanbul’da yaşayanların hissettiği bu arzu, Karacaahmet Mezarlığı adıyla, içinde en fazla insanın medfun bulunduğu dünyanın en büyük mezarlığının ortaya çıkmasına neden oldu.Nitekim, hiç üşenmemişler, kar kış demeden hiç yüksünmemişler, cenazelerini deniz yoluyla suyun öbür tarafına geçirerek orada defnetmişler.
İstanbul’da yaşayanların gömülmeyi arzu ettikleri diğer bir mekan da yine oldukça büyük olan Eyüp Sultan mezarlığıdır ki, Peygamber Efendimizi Hicret ’ten sonra evinde uzun müddet misafir eden ve sancaktarlığını da yapan Halid b. Zeyd Ebû Eyyub El-Ensârî Hazretlerinin burada gömülü olması nedeni iledir.
Dikkatinizi çekerim, Eyüp mezarlığı surlara, yani eski İstanbul ’a oldukça yakın olmasına rağmen, İstanbulluların Anadolu yakasına, yani Karacaahmet Mezarlığı’na gömülmek istemesi de, Kâbe’ ye olan aşırı ihtiram ve kutsiyetteki sıralama ile ilgilidir. Yani, Kâbe ’de veya Medine’de kılınan namazın sevap derecesinde olduğu gibi..."




Necdet Sakaoğlu arşivinden 


****


Çiçekci 'den Tunusbağı 'na , Bağlarbaşı 'ndan İbrahimağa ve Koşuyolu 'na kadar uzanan bu mezarlık sanırım eskiden daha da büyüktü.

Ayrılık Çeşmesindeki halen bakımsız ve kimsesiz mezarlıktan bir görüntü


Karacaahmet mezarlığı ; 
bu mezarlığın uzantısı olarak düşündüğüm Ayrılıkçeşmesi ‘den ( İbrahimağa) Yıldızbakkal ‘a doğru bir kısmı hala duran mezarlıklar olmak üzere ( ki çocukluğumda Ayrılık çeşmesi ‘nin oraya inen şimdiki çift şeritli yolun tamamı mezarlıktı ) ve yine sanırım 
( Haydarpaşa - Söğütlü arasındaki tren yolu kanalının açılması ile ve de 1974 deki Çiçekçi - Kuşdili arasındaki yol yapımı nedeniyle yok olan ama bir kısmı hala duran ) Mahmut Baba türbesinin bulunduğu mezarlığa kadar ulaşan bir büyüklükteydi !

Ayrılık Çeşmesi 'nden Yıldız Bakkala 'a doğru

Yeldeğirmeni Ayrılık Çesmesi sokak ile Yıldız Bakkal Paris mahallesi mevkii arasından geçen yol bu mezarlığın yarısını yok etti...

Eski mezar taşları ( Yıldızbakkal )



Burada benim biraz kalıntılarına yetiştiğim , kitaplardan okuduğum şekliyle ve kuşbakışı haritaları incelediğimde kafamda oluşan Karacaahmet Mezarlığı arazisinin kapladığı alanı en iyi TDV İslam Ansiklopedisi anlatıyor !

TDV İslam Ansiklopedisine göre ise ( özetle ) ;

"Orhan Gazi 'nin Üsküdar 'ı alması ( 1352 ) sonrası müslüman mezarlığı I.Murad devrinde "Karacaahmet türbesi etrafında " oluşmaya , Fetih sonrası da genişlemeye başlamıştır.
Resmi olarak 1698 yılında Karacaahmet mezarlığı olarak adlandırılmıştır.Bu mezarlığın bir diğer adı da , Üsküdar Mekâbir -i müslîmini dir.

Günümüzde yaklaşık 750 .000 m2 lik bir araziyi kaplayan bu mezarlık ; Miskinler , Saraçlar Çeşmesi , Şehitlik , Musalla ve Duvardibi adlarıyla 5 büyük bölgeye ayrılır.

Karacaahmet mezarlığının başlangıç noktası Menzilhane Yokuşu 'nun
 başı idi .                  (günümüzde Gündoğumu caddesi ) Cumhuriyet döneminde yapılan imar faaliyetleri sonucunda kuzeydeki Tunusbağı caddesinin nihayeti ve burada halen mevcut olan 1092 (1681) tarihli Hacı Faik Bey Çeşmesi mezarlığın başlangıcı olmuştur.

Karacaahmet Mezarlığını , Menzilhane yokuşundan başlamak üzere hepsi eski birer yerleşim yeri olan ( İnadiye , Tunusbağı , Çiçekçi , Talimhane , Haydarpaşa , İbrahimağa , Seyitahmet Deresi , Harmanlık , Nuh Kuyusu ve aşçıbaşı mahalleleri ve semtleri çevreler.

Karacaahmet Mezarlığı 'nın güney ucu devamında İbrahimaağa çayırı sonrasında ( şimdilerde ayrı mezarlık olarak kabul edilen ) Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı yer almaktadır.



alıntı : Ayrılık Çeşmesi Arap Mezarlığı  ( Levent Akın beyin çektiği fotoğraf )


Eskiden Ayrılık Çeşmesinden sonra ise Acıbadem Yıldızbakkal üzerinden aşağıya Söğütlü Çeşme 'ye kadar inmekte , buradan itibaren de mezarlığa Mahmutbaba Mezarlığı adı verilmekteydi. Bu mezarlığın karşısında Söğütlüçeşme tren istasyonu önünde bir bölüm daha vardı. Burada dereyi ( Kurbağalı dere ) aşan Taşköprüden sonra mezarlık Fenerbahçe Stadyumu arkasında devam ederdi.

Karacaahmet mezarlığının son ucu , şimdiki Ankara yolu sapağı başındaki Kalyonlar Başhalifesi ve ailesinin sofasıyla az ilerideki Kızıltoprak camii yanındaki hazire idi .

Menzilhane 'den başlayarak Karacaahmet Türbesi önünden geçen ve mezarlığı katedip Ayrılık Çeşmesi 'ne ulaşan güzergah surre alayı ' nın yapıldığı ve ordunun sefere çıktığı yoldur.
( Yani yaklaşık şimdiki Karacaahmet Türbesi önünden Duvardibi sapağından direk ayrılık çeşmesine inen yol )
Bu yol , iki yanında yer alan ve her biri mimari şaheseri olan aile sofaları ve devlet adamlarının mezarlarıyla karacaahmet Mezarlığının bel kemiğini oluşturur.



 Yıldızbakkal 'da tren köprüsü kenarındaki mezarlıktan bir bölüm



Yıldız Bakkal 'da arta kalan mezarlar....




Yıldız Bakkal 'dan Kuşdili 'ne doğru Mahmut Baba Türbesinin bulunduğu mezarlık parçasından günümüzden fotoğraflar :






Kuşdili Mahmut Baba sokaktaki ( şimdiki Kadıköy İtfaiye binasının sokağı ) mezarlık....
( bknz. Kadıköyün Mahmut Babası isimli blog yazım. )



Hacı Bektaş Ocağına mensup Yeniçeriler Karacaahmet 'e bölük bölük , cemaat cemaat , onların arasından yetişen çorbacı , vezir , reisülküttab gibi şahıslar makamlarına göre düzenli olarak gömülmüştür. Bu yerler giderek mezarlıkta özel bölümler oluşturmuştur. Özel adlarla anılan bu bölümler şunlardır :

1. Çiçekçi : Çiçekçi Camii'nin karşısındaki bölüm adını camiden ve buraya gömülmüş olan çiçekçilerden alır. Sofular ve Havuzkapısı diye iki kısma ayrılır.

2. Duvardibi : Dört yol ağzında su terazisinin bulunduğu geniş sahadır. Hanya fatihi Gazi Yusuf Paşa'nın kabri buradadır.

3. Harmanlık : Nuhkuyusu caddesinin aşağısındaki Karacaahmet Mezarlık Memurluğu' nun alt ve yan tarafıdır. Tabanı Yassı ve Divitçiler bölümleri vardır.

4. Hattatlar : Reisülhattat Şeyh Hamdullah Efendi'nin gömülü olduğu bölgedir.

5. Hünkar imamı mevkii : Karacaahmet'in Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı ile birleşen en güney kısmıdır.

6. İnadiye : Bandırmalızade Tekkesi'nin önünden itibaren Tunusbağı 'na ve Karacaahmet Türbesi'ne doğru giden bölgedir. Selim Dede ve Voynuk Ahmed Ağa bölümleri vardır.

7. Kaygusuz İbrahim Baba : Tıbbiye caddesiyle Saraçlar çeşmesi caddesi arasındaki adanın üst kısmıdır. Kaygusuz İbrahim Baba ve müridleri burada gömülüdür. Namık Paşa aile sofası da burada yol kenarındadır. 8.Kuyubaşı.

8. Miskinler : Adını burada kurulmuş cüzzamhaneden alır. Saraçlar çeşmesi caddesi üzerindeki Balım Ağa Çeşmesi'nin civarıdır. Sıkselviler ve Emir Kasım adlı iki bölümü vardır.

9. Saraçlar Çeşmesi : İbrahim Ağa Camii ile Ayrılık Çeşmesi arasındaki kısım olup tamamen
istimlake uğramış. Yol kenarında sadece Sadrazam Halil Hamid Paşa aile sofası kısmı kalmıştır.
Bu bölümün İbrahimağa, Ayrılık Çeşmesi ve Paris mahallesi kısımları yok edilmiştir.

10. Seyitahmet deresi : Dere vadisinde bir mesire yeri olan bu bölüm yok edilmiştir. Halen İraniler Tekkesi ve özel mezarlığı mevcuttur. Mezarlığın güneydoğu ucudur. Bu kısım Ayasofyalılar, Taşköprü , Yağlıkçılar Edhem Paşa bölümleriyle meşhurdur.

11. Şehitlik : İçteki orta kısımdır.

12. Yüksek Kaldırım : İnadiye'nin doğu kısmındaki sahadır.

13. Tunusbağı : Mezarlığın en meşhur kısmı olup sağlı sollu eski kabirlerle doludur. Sofular, Karaağaçlar. Avas Mehmed Paşa bölümleri vardır.





 Karacaahmet mezarlığı eski gasilhane arkasındaki aile mezarlığım....


Tunusbağı 'na doğru Gündoğumu caddesindeki mezarlık parselinden eski mezar taşları....



Duvardibi ( eski )


alıntı : Karacaahmet Çeşmesi - dünü bugünü 

Saraçlar Çeşmesi

Ancak, günümüze kadar mezarlık olarak kullanılan ve de halen Kadıköy – Üsküdar civarının faal mezarlığı olarak kullanılmakta olan bu mezarlık ( ailemin büyüklerinin kabri de bu mezarlıktadır. ) sonuç olarak ; 

Mezarlık , İstanbul 'un Fatih tarafından fethinden 100 yıl önce,  Üsküdar 'ın 1352 'de     Orhan Gazi tarafından fethedilmesi ile " müslüman mezarlığı olarak kullanılmaya başlanmış.....I. Murad (1361-89) döneminde "Müslüman kabristanı" olarak tahsis edilmiş.......Mezarlık içerisinde Karacaahmet Sultan adına kurulan dergahın bulunduğu bölgenin ( Çiçekci, Bağlarbaşı, İbrahimağa ) 1481 yılında Padişah II. Beyazıd tarafından Karaca Ahmet Sultan Bektaşi Vakfına bağışlanmıştır. 1539 yılında gördüğü bir rüya üzerine Kanuni Sultan Süleyman ’ın cariyelerinden olan ve Şehzade Murad'ın annesi olan Gülfem Hatun tarafından Karacaahmet Türbesi yapıldıktan sonra ise bu isimle anılmaya başlamıştır.


Karacaahmet mezarlığı yayılı bulunduğu bu muazzam alan üzerinde 1917, 1940, 1956 ve 1974 tarihlerinde olmak üzere dört defa istimlak görmüştür..... 
Bu istimlak operasyonlarında özellikle 1974'te Karayolları 'nın istimlaki sırasında ciddi şekilde tahrip olmuştur.( Duvardibi 'nden Kızıltoprak 'a kadar )

Toplam defin sayısı, geçmişte kayıt tutulmadığı için kesin olarak bilinmemekte beraber milyonlarla ifade edilmektedir.


Son ziyaretimde ( 2015 ekim ) , Koşuyolu giriş kapısının oradan sağ tarafta İranlılar Mescidi Mezarlığı yanında kalan çukurlukta büyük bir temizlik sonrası günümüz için disipline edilmiş hazır boş mezarların olduğu bir alanı tesis edilmiş olarak gördüm !



700 yıldan bu güne oraya defin edilen tüm meftalara allahtan rahmet taksiratlarının affını dilerim.



5 yorum:

  1. ANNEM VE BABAM ORADA YATIYOR HEMDE AYNI MEZARDA... YAZI ICIN TESEKKÜRLER BERLINDEN ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah ölmüş tüm yakınlarımıza huzur içinde yatmak nasip etsin....allah rahmet eylesin.....

      Sil
  2. Dedemin dedesinin mezarı kızıltoprak cami avlusunda olduğu söyleniyor.Araştırdığımda kızıltoprak cami avlusu dendiğinde karacaahmet mezarlığı ile birleşik olduğu söyleniyor.Sizde belirtmişsiniz yıldız bakkal yel değirmeni arasında az bir bölüm kalmış malesef yol ve diğer çalışmalarda yok olmuş.Bilgileriniz için Teşekkür Ederim.

    YanıtlaSil
  3. Hepsi nurlarda yatsın,benim öğrenebildiğim 150 yıllık aile kabristanımız.Size verdiğiniz bu değerli bilgiler için çok teşekkür ederim,emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Paylaşım için teşekkürler. Üsküdar çıktı konusunda ihtiyacınız var ise Üsküdar ucuz çıktı olarak yardımcı olabiliriz.
    üsküdar ucuz çıktı

    YanıtlaSil