MISIR ÇARŞISINDAKİ TARİHİ MEKAN : PANDELİ
Pandeli Restaurant Mısır Çarşısının
Eminönü kapısı girişinde hemen sol tarafta dar bir menfez içinde merdivenler
ile yukarı çıkılan Mısır Çarşısı kapısı kemeri üzerinde benim tabirimle “
Yemekli Vagon “ gibi hoş bir yer…Bir tarafındaki pencerelerden Eminönü , diğer
tarafındaki pencerelerden Mısır Çarşısı içi gözüken kendine has otantik bir
mekan….
2015 yazında Pandeli 'nin Ustası olan Cemal Bey ’in damadı olduğunu öğrendiğim Naşit Aydınhan ile mekanda yaptığım görüşmede kapanmak üzere olduğunu
öğrenmiş oldukça üzülmüştüm bu tarihi mekan için…Benim de birkaç kez muhabbet
mekanı olarak damak zevkine ve keyfine vardığım bu , oldukça tarihi mekanın
kapatılacak olması üzücüydü….2016 yılında beklenen olur ve Pandeli kapanır.
Neyse ki şimdiler de müteşebbisler tarafından aynı tarz ve havada tekrar
açıldığı haberleri çıktı da bu tarihi mekanı genç nesillerde görebilecek …
Pandeli, Niğdeli bir Rumdur. 1900 yıllı başında İstanbul’a göç eder ve Mercan
Yokuşu’nda seyyar bir arabada piyazcılık yapmaya başlar.Daha sonraları Çukur
Han ‘da bir barakada bir köfteci dükkanı açar.. (( 9.
yüzyıl Anadolu’nun her bir köşesinde gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarının
bulunduğu bir zaman dilimiydi. Bilinenin aksine, kadim şehirlerin bu eski
ahalisinin her biri köşe başlarını tutmuş sarraflar gibi varlıklı kimseler
değildi. Niğde’de çoban, İstanbul’da gümrük hamalı bir babanın oğlu olan
Pandeli de kendi yağıyla kavrulmaya çalışan bu insanlar arasındaydı.
Çocukluktan gençliğe geçişinde bulaşıkçılık, berber ve bakkal çıraklığı gibi
işler yapmıştı. Bir süre Bahçekapı’da Hacı Haralambos’un lokantasında çalıştı,
bir süre de Mısır Çarşısı’nın arkasındaki Mercan Yokuşu’nda seyyar bir arabada
piyazcılık yaptı. İlk köfteci dükkânını Çukur Han’da açtıktan sonra dört beş
kez yer değiştirdi. ))
Bu mekan da Atatürk ‘ün Kolağası olduğu dönemlerde müdavim olarak bulunmuş
olması da mekana ayrı bir tarihi özellik katmaktadır.. (( 1910’lu
yıllarda genç bir Kolağası olan Mustafa Kemal de Pandeli’nin köftelerini
tadanlar arasında yer aldı. Asker maaşlarının sürekli aksadığı bu yıllarda,
aralarında gelişen dostluk sayesinde genç zabitin para sıkıntılarını bilen
Pandeli ona “Aybaşında verirsin beğumi” diyerek bir veresiye hesabı açmıştı.
Yıllar sonra Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal olarak dükkânına geldiğinde
hesabı ödemek isteyince yine “Aybaşında verirsin beğumi” diyerek naif bir
şakayla yemekleri ikram etti. Atatürk de bu tatlı jeste aynı üslupla karşılık
vererek “İşte bu yüzden seviyorum bu kafiri" demişti.))
Birinci Dünya Savaşı’nın İstanbul’unda, Pandeli’nin “Hamal Lokantası” na,
dönemin entelektüelleri; gazeteciler, şairler, yazarlar ve politikacılar
gitmeye başlar..
((Bedel ödeyerek, I. Dünya Savaşı’na
katılmadı; 1920’lere kadar kıtlık, yokluk ve işgallerle mücadele etti. ))
O yıllarda ; (( Yusuf Ziya Ortaç, Pandeli müşterilerini şöyle sıralıyordu:
“Hüseyin Cahit (Yalçın), Necmeddin Molla, Orhan Seyfi (Orhon), Faruk Nafiz
Çamlıbel, Ahmed Haşim… Şimdilere Pandeli’ye Alman profesörler dadanmışlar…” ))
(( Pandeli Lokantası 1940’lar itibariyle İstanbul’un namlı lokantaları arasına
girmişti.
1950’lere gelindiğinde Celal Bayar, Adnan Menderes, Fahrettin Kerim Gökay gibi idari mülki erkândan isimler; Ağa Han, Von Papen, Venizelos, Finlandiya Kralı, İspanya Kralı gibi diplomatik konuklar Pandeli’nin müşterisi olmuştu ))
1950’lere gelindiğinde Celal Bayar, Adnan Menderes, Fahrettin Kerim Gökay gibi idari mülki erkândan isimler; Ağa Han, Von Papen, Venizelos, Finlandiya Kralı, İspanya Kralı gibi diplomatik konuklar Pandeli’nin müşterisi olmuştu ))
Mesleği bıraktığını gazete manşetlerinden öğrenen dönemin Cumhurbaşkanı
Celal Bayar ve Başbakanı Adnan Menderes, meşhur ustayı ikna ediyor ve Mısır
Çarşısı girişindeki üst kat mülkiyeti Vakıflar Genel
Müdürlüğü’ne ait olmak üzere “Pandeli Lokantası” na
devlet emriyle tahsis edilir. Bunun üzerine Pandeli Usta, oğlu Hristo ile birlikte hem
Hamal Lokantasını hem de yeni yerini işletmeye koyulur.
1958 yılında şehircilik çalışmaları esnasında Yağcılar İskelesi’ndeki
lokanta yıkılınca, Mısır Çarşısı girişindeki Pandeli Lokantası bu tarihten
itibaren Eminönü’ndeki geleneğin yegâne temsilcisi oluyor.
1967 yılında Pandeli yaşama gözlerini yumunca, lokantanın işletmesini
Pandeli’nin oğlu Hristo Çobanoğlu ve çocuk yaşta lokantada işe başlamış Cemal
Biberci üstleniyor ve restoran günümüze kadar geliyor.
Türkiye’nin ilk turizm belgeli restoranı olan Pandeli
İstanbul’a gelen dünyaca ünlü isimleri konuk eder. Türk mutfağını dünyaya
tanıtan, yemeklerini sevdiren ilk restorandır da aynı zamanda.
Pandeli 115 yıllık ( 1901 – 2016 ) tarih yolculuğunda
birçok ünlü ismi ağırlamıştı. Mustafa Kemal Atatürk , Kolağası olduğu zamanlarda en çok Pandeli’ye
gelirmiş. En sevdiği lokantaymış. Celal Bayar, Kraliçe II.Elizabeth, İspanya
Kralı Juan Carlos ve Kraliçe Sofia, Robert McNamara, Robert De Niro, Tony
Curtis, Madaleine Albright ve Robert Redford gibi isimler de Pandeli’ye
gelenler arasında imiş.....
( Pandeli her gün 11.30
– 19.00 saatleri arasında açık.
Akşamları ise ancak özel davetler, etkinlikler olursa kapılarını açacakmış...)
Çok bilgilendirici. Kalemine sağlık!
YanıtlaSilBir kez gitmiştim, aklımda kalan sadece merdivenler, ne yediğimi de hatırlamıyorum. 90'lı yıllardı ve otobüslerle turist getirilirdi....Özel olarak hiç araştırma yapmamıltım, ama özel bir yer olduğunu nilirdim.Atatürk öyküsünü de sizin bu paylaçımızla böylece öğrenmiş oldum. Tşk.ler Kamil Bey.
YanıtlaSilBir kez gitmiştim, aklımda kalan sadece merdivenler, ne yediğimi de hatırlamıyorum. 90'lı yıllardı ve otobüslerle turist getirilirdi....Özel olarak hiç araştırma yapmamıltım, ama özel bir yer olduğunu nilirdim.Atatürk öyküsünü de sizin bu paylaçımızla böylece öğrenmiş oldum. Tşk.ler Kamil Bey.
YanıtlaSil