Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Fotoğraflar

Fotoğraflar

21 Aralık 2018 Cuma

İÇİNDE AYAZMASI OLAN İÇKİLİ LOKANTA : KOÇO (RESTAURANT) Mey Hane




Moda Park Lokantası, diğer adıyla Koço ( restaurant ) şimdilerde Koço Meyhane , 
1930'lu yıllardan bu yana içindeki küçük Rum kilisesi ve Ayazması ile beraber. 
Aslında ; Aya Ekaterini Ayazması , faal bir kilise. Ama kiliseye girmek için meyhanenin içinden geçmek gerekiyor.

Koço’nun yan tarafındaki üzerinde AYAZMA yazan  bahçe kapısından içeri girince mutfak arkası ve işçi odalarını geçince küçük bir terasa çıkılır. Sağ tarafta Koço’nun bahçeye açılan bir kapısı vardır..İşte tam onun yanından aşağıya doğru inen merdivenlerden inince karşınıza çıkan yer ; Aya Ekaterini Kilisesi dir.


















Oldukça küçük ve dar olan bu mahalin tüm duvarları mermerdir….Duvarlarda İKONA lar bulunmakta…. Ve mumlarının yakıldığı sunak…Girişin solunda duvara gömülü çeşmeden Ayazma Suyu akar… Azize Ekaterini’nin büyük ikonası da bu köşededir.


 


Bu Ayazma ‘nın kutsal günü pazartesi günleri olduğu için çoğunluk  cemaati bu günde gelir ve sabahları Kadıköy Metropolitliğinden gelen Papaz Efendi de hazır bulunuyor….Buraya gelen her dinden ziyaretçiler ( ki hemen hemen çoğunlukla kadınlar ) burada adak adayarak hastalıktan iyileşme , işle, parayla ve sağlıkla ilgili konularda dilek tutuyor, adak adıyor .
Ancak , dileğinizin kabul olması için üç pazartesi üst üste Ayazmaya gelerek mum yakılması gerekiyormuş ve gelirken bir şişe de yağ getirmek  gerekirmiş.






Dünyanın pek çok kentinde Aya Ekaterini'nin adını taşıyan kiliseler, ayazmalar var. Türkiye’de Aya Ekaterini adına açılmış tek bir kilise bulunuyor. O da Moda Burnu'ndaki Aya Ekaterini Ayazması.


Ayazma nedir :
ayazma : daha çok Rumların kutsal saydıkları kaynak, pınar ya da kuyu demektir.
Kelime kökeni "Hagia" (türkçe okunuşu ile "aya" , yani "kutsal") ve "ma" (yani su) kelimelerinin bileşiminden gelir. Hagia(z)ma ; ayazma . Kutsal Su anlamına gelir.  Eski Yunanca olan söcük ʰagíasma ἁγίασμα  "kutsama" sözcüğünden evrilmiştir. 
Z harfi ilavesi Türkçe söyleyişte kelime içerisine kaynaşmıştır…..

Kimdir Aya Ekaterini ve Ayazma nasıl ortaya çıkmış ve bugünlere gelmiştir :

Efsaneye göre, milattan sonra 294’te İskenderiye’de, aristokrat ve putlara tapan bir ailenin bir kızı olur. Dorotea adı verilen bu kız, dönemin okullarında felsefe, hitabet, şiir yazma, müzik, fizik, matematik, astronomi ve tıp dersleri okur. İsa’ya inanan Dorotea, vaftiz olur ve ‘ taçlandırılmış taç ’ anlamına gelen ‘Ekaterini’ adını alır.
Kral Maksimianus döneminde Ekaterini, İsa Peygamber’e olan bağlılığını açıklar ve kralı putlara adadığı kurbanlar nedeniyle halka şikâyet eder. Kral, Ekaterini’yi davasından vazgeçirmek için 50 hatip görevlendirir. Ekaterini kralın kendisine gönderdiği hatipleri de Hristiyan olmaya ikna eder. Kral, emrine karşı gelen ve eşini dahi etkileyen Ekaterini’nin başını kestirir.
Hristiyanlarca ; Ekariti’nin vücudunun, melekler tarafından Sina Yarımadası’nın en yüksek dağının tepesine götürüldüğüne inanılır.
Bu olaydan 3 asır sonra, Kral Jüstinyen’in bu tepede yaptırdığı manastırın rahipleri rüyalarında Aya Ekaterini’nin naaşının yerini görürler. Naaş bulunduğu yerden alınarak, daha sonra Ekateri’nin adını alacak olan manastırın ana bölümünde mermer bir lahite yerleştirilir. O günden sonra, lahitten miron (kutsal parfüm) yayıldığına ve bunun günümüze kadar gelen bir mucize olduğuna inanılacaktır.

1924 yılında İstanbul Moda ‘da bir mucize olur…Moda kıyısında Rum Balıkçılar tarafından bir kaya deliğinden fışkıran bir su bulunur. 

Rivayete göre ise ; suyun etrafında eski bir kilisenin temellerine ve Aya Ekaterina ‘nın İkonuna rastlanır. Ve bu suyun kutsal su ( ayazma ) olduğuna karar verilir.Üzerine ahşap bir bina inşaa edilerek ziyarete açılan küçük rum kilisesi ve Ayazmasına Aya Ekaterini adı verilir…

Moda Vapur İskelesi'nin hemen yanında bulunan bu ayazmanın üzerindeki bina 1934-35 yıllarında yıkılarak, yerine lokanta yapılmak üzere yeni bir bina inşa edilir. Ancak ayazma aynen korunur, 1950 yılında onarımdan geçer. Ayazmanın üstündeki bina, ilk olarak Konstantinos Koço Korontos tarafından ‘‘Moda Park Lokantası’’ adıyla bir kır kahvesi olarak hizmete açılır.



Adı bugün KOÇO MEY HANE olan Moda Park Lokantas bugün hala “ Koço” olarak biliniyor. Çünkü Mühürdar'da da bir gazinosu olan ‘‘Müsü’’ ( mösyö ) Koço ‘nun adıyla ünlüdür .  Koço, 1954’deki ölümüne kadar kır kahvesinin işletmeciliğini yapar.
Koço’nun ölümünden sonra kır kahvesini, çalışanlarından Gökçeadalı Atanaş Cano ile Stelyo Mavro devralır. Lokantaya bahçe ilavesi ile Koço artık bahçeli Lokanta olmuştur.
Kadıköy ‘ün Moda ‘nın bilinen en eski lokantası olan bu lokanta hala ayakta ve işletilmektedir.


Biz gençlerin de ’70 li yıllarda sık sık gittiğimiz KOÇO lokantası nezih bir yer olarak kalmıştır zihnimde…Zerafeti ve nezihliği garsonlarının saygılı , mezelerinin çeşitli ve leziz olmasından daha önemlisi yanınızdaki diğer masalardan sizi rahatsız edecek seviyede ses olmaması hoş bir mırıltı eşliğinde içkinizi edip sohbetinizi yapabildiğiniz bir yer olması idi benim için..
Her kesimden insanın gelip yemeğini yeyip içkisini içtiği bu mekana F.H.Dağlarca , Cemal Süreyya vb. şairler de müdavim imiş zamanında...Çıkışta önünde cevizci( Vahram ) vardı . Bazen içeriden de sipariş verilirdi kendisine..

Birisinin de dediği gibi : “ Bu mekana , kimisi demlenmeye, kimisi muhabbete, kimisi manzarayı izlemeye , kimisi de Ayazma’dan şifa bulmaya geliyor……




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder